Solunum sırasında göğüs kafesimizin genişlemesi ve diyaframımızın kasılması ile akciğerlerimize doğru vakum yaparak çektiğimiz hava solunum yolu boyunca cidarlarda çekilme etkisi oluşturmakta ve bu etkiye bağlı olarak hava yolunun dar olduğu bölgelerde yumuşak dokuların gevşek olması durumunda karşılıklı mukoza yüzeyleri birbirine temas edebilmektedir. Uyku sırasında solunum kanalı çevresindeki kasların da gevşemesi ile hava yolunun dar bölgelerinde karşılıklı duvarlardaki mukozanın titreşim sonucu çarpışması horlama sesini oluşmaktadır. Solunum sırasında hava yolları cidarında oluşan vakum etkisine bağlı olarak hava pasajının çökerek daralması sonucunda solunum azalmakta hatta kanalın tamamen kapanması ile solunum durabilmektedir.
Horlama, Uyku Apnesi
Burun ve ağız solunumunun 10 saniyeyi geçecek şekilde durması ”apne“, uyku esnasında bir saat boyunca gözlenen apne sayısı ise “apne indeksi” olarak isimlendirilmektedir. Hava akımında%30-50 oranındaki azalmanın 10 saniyeden uzun sürmesi hali, solunum hareketinin azalması ya da kandaki Oksijen doygunluğunun (O2 saturasyonu) azalması ya da bu nedenle oluşan uyanmalar hipopne olarak ifade edilmektedir.
Uykuda solunum durması hastalığının ciddiyetinin saptanmasında en fazla kullanılan değer olan RDI (RespiratoryDisturbance Index) ya da apne-hipopne indeksi (AHİ) bir saatte oluşan apne ve hipopne sayılarının toplamıdır. Ancak son yıllarda özellikle hipopne durumunun tanımındaki değişik yaklaşımlar nedeni ile hastalığın ciddiyetini belirlemede Apne Hipopne İndeksi’nden çok uyku sırasında kan oksijen doygunluğunda meydana gelen azalma miktarı ve bu azalmanın süresi daha fazla dikkate alınmaya başlamıştır.